La Boheme..
Uzun bir aranın ardından, Bornova Kültür ve Sanat Merkezi'ne bir opera temsilinin, hem de La Boheme'in gelişi şahane oldu. Bir kere baştan söyleyim, beğendim. Başta sanatçıların performansıyla, sonra artık bildiğiniz üzere benim için önemli bir unsur olarak, renkleri-kostümleri-dekoru kısacası sahnenin görselliği ile bana kendini oldukça beğendirdi :) (Evet Puccini o kadar sene beni beklediydi beğeneyim diye :) ) Sonuçta, tüm zamanların en popüler 10 operası arasına girmiştir.
Öyle ki dünya prömiyerini 1896’da Torino’da 1 Şubat tarihinde yapmasının üzerinden 124 sene sonra yine bir 1 Şubat günü Bornova’da sezonun prömiyerini yaparak kendiyle buluşturdu bizi. Bu vesileyle de, orta okul yıllarında, sağ olsun müzik öğretmenim sayesinde ilk kez gittiğim (hem de, aşık olduğum) Elhamra Sarayı’nda izleme şerefine erdiğim, ilk opera olan Madam Butterfly’dan yıllllarrrrr sonra şimdi, bir diğer Giacomo Puccini eserini görmüş oldum. Sonsuz şükürler olsun..niceleri olsun..
Anladığınız üzere, zaten İtalyanca olması noktasında kafadan benden on puan alan La Boheme’i yakaladığınız yerde kapın derim. Zira BKSM’dekiler direkt ‘tükendi’ olarak yer aldı ;) Kaldı ki, İngiliz müzikolog Spike Hugh tarafından, yaklaşık 100 sene önce şu şekilde betimlendiği iletilmiş: "Puccini'nin mükemmele en yakın operası... Dokunma ve canlılık hissi veren dört dörtlük bir opera işçiliği. Yine de her şeyden öte, büyüsü ve samimiyeti, gösterişi ve özgün hissi... kendine has itibarı ve müziğinin bulaşıcı delikanlılığından türeyen."
İsminin de işaret ettiği gibi, Fransız bohem dünyasından (bu arada, tanıtımında öyle net ve öz bir bohem* tanımı vardı ki, onu da yazının en sonuna dipnotluyorum zevkle. Zira paylaşmadan edemeyeceğime karar verdim :)) bir kesit sunan eserimiz gerçek bir öyküye dayanıyor. Tanıtım kitapçığında ifade bulduğu üzere: “çoğu opera gerçek kişi ve olaylardan yola çıkar; La Boheme de bir istisna değildir. Bu operada karakterler ve durumlar Fransız şair Henri Murger'nin hayatından ve döneminden beslenir. 1845’te Murger, Parizyen süreli yayını olan Le Corsaire'de yayınlanmış olan Scenes de la vie de Bohème isimli skeçler yazmaya başlamıştır. Yazar, öykü başına 15 frank alan, 23 yaşında yoksul bir şairdir. Öyküler, üç sanatçı arkadaşıyla geçirdiği yoksulluk içindeki yaşamını ve mücadeleci sanatçıların yaşam mücadelesini çoğunlukla komik bir şekilde ele almıştır. Elbette ki, ilişkilerini de kaleme almıştır.”
“Murger'nin Scenes de la vie de Bohème eserinde yer alan ve La Boheme operasının da üzerine kurulu olduğu karakterler şu şekildedir:
- Şair Rodolpho, Henri Murger'nin kendisine dayanır. Murger karakteri sakallı ve kel olarak betimlemiştir - geleneksel tenor imajı çizmez; kendisinin acımasız bir tasvirini yapar.
- Ressam Marcello Tabar isimli ressama dayanır. Ressam, özellikle tek bir yaratısı üzerine süregelen çalışmasıyla bilinir; ki bu yaratısının tasarımı da gelen müşteriye göre sürekli değişmektedir.
- Mimi Murger’nin aşklarından birisidir; Lucille Loubet isminde olduğu tahmin edilmektedir.
- Musetta, Marcelloi’nun aşkı ve operadaki ikinci soprano, büyük ölçüde, model ve şarkıcı Marie Roux'ya dayanır. Yüksek sesle şarkı söylemesi ve ses perdesini tutturamaması sebebiyle 'Madame Bagpipe’ olarak da bilinir. Para ve partiler ilgi alanıdır. Oldukça varlıklı biri olmasından sonra, evli kız kardeşiyle yaşamak üzere Cezayir'e gitmeye niyetlenmiştir. Ne yazık ki, yolculuk yaptığı gemi batar ve kendisi dahil bütün yolcular olur.
- Müzisyen Schaunard, sanatçı ve müzisyen Alexandre Schanne’e dayanır. Servet sahibi olmak için hayatını oyuncak imalatçısı olarak sürdürmüştür.
- Colline karakteri, Murger'nin iki arkadaşının bileşimidir. Jean Wallon felsefe öğrencisidir ve paltosunun ceplerinde kitaplarla gezdiği bilinir. Bay Trapadoux ise "doğaüstü filozof" olarak bilinir. Murger'nin romanında bu isim, boyu ve bir zamanlar siyah olan paltosunun yeşile dönmesi sebebiyle "Yeşil Dev" olarak da bilinir. Bu paltoyu opera temsili sürecince de görürüz.” [ss. 25-26]
*Bohemler Kimdir? — Bohemia Çek Cumhuriyeti'nde yer alan bir bölgedir ve yerlileri - Genellikle Çigan şeklinde isimlendirilen grup - Fransızca da ‘Bohemians’ olarak bilinir. Yine de ‘Bohemian’ terimi tuhaf şekilde davranan ve hayatını toplumun genelinden farklı yaşayan kişi anlamını da içerir. Sanatçılar, yazarlar, müzisyenler, felsefeciler - bu gruplar Çiganlarla belli başlı özellikleri paylaşır ve bu sebeple ‘Bohemians’ olarak tanımlanmışlardır. Her birinin aylak yaşam tarzları vardır ve yoksullukları, paraya karşı umursamazlıkları, usanmaz bir özgürlük arayışları ve ilişkileriyle bilinirler. Bunlar toplum tarafından hoş görülen tipik özellikler değildir ve buna rağmen toplumun birçoğu onları küçümserken; bir kısmı da onlara imrenir.
Bir Bohem olarak Fransız yazar Henri Murger, insanların bohemler hakkındaki düşüncelerini değiştirmeyi denemeye karar vermiştir. 1846 senesinde edebiyat yayını Le Corsaire'de de yayınlanan, özgür düşünceli dört bohemin (birisi ressam, birisi kendisi - Murger - gibi olmayan bir yazar, birisi müzisyen ve birisi felsefeci) yer aldığı skeçler yazmıştır. Murger'nin ‘Bohemleri’ paradan yoksunluğu kabullenmiş, entelektüel bilgi karşılığında konforlarından feragat eden ve romantik anlamda istediğini seçme özgürlüğü yaşayan genç ve mücadeleci sanatçılardır. Skeçler, Murger'ye eserin bir sahne gösterisine dönüştürülebileceği fikrini sunan oyun yazarı Theodore Barriere'in dikkatini çekmiştir. Sonucunda, La Vie de Boheme büyük ses getirmiştir. [s. 22]
Comments
Post a Comment