Sudaki İz / Ahmet Altan..

Ahmet Altan'ı sever misin diye biri soracak olsa hep, evet severim, (sadece!) edebiyat kitaplarını severek okurum derim. Çünkü en eskilerden biri ve sondaki iki kitabı hariç, hepsini okudum. Bazılarını çok sevdim, bazıları normal geldi, bazıları da sıktıydı. Ancak sanırım, çok ümitli olmama rağmen bunu bek sevemedim :(
Ya çok eskilerinden biri olduğu ve az da olsa Altan'ın kanımca yakın dönem hikayeleri bağlamında yazımı biraz değiştiği ya da ben öyle düşündüğüm için.. ya da son okuduğum Ahmet Altan kitabından beri aradan çok uzun zaman geçtiği için.. bilmiyorum ama bu sefer bir garip oldu! Hiç kendisini okumamış olsaydım ve bu, ilk okuduğum kitabı olmuş olsaydı, bir yazar olarak diğer kitaplarına daha devam etmezdim! O kadar diyeyim.
Belki benim kafamın çok dağınık olduğu bir döneme denk gelmiştir okumam, orasına emin olamıyorum ancak öyle veya böyle eskiden bir Ahmet Altan kitabı okuduğum gibi çarpılmadım! Hikaye çok fazla bölünmüş, geri dönüşlerde bağlantıları tam oturtulamamış ve yapbozun arada eksik kalan parçaları gibi bütünü görmeyi fazlasıyla etkileyen çok kayıp bölgesi alanı olduğunu düşünüyorum. Belki de bana öyle gelmiştir ancak ne yazık ki bunu hissettirdi. Biraz ilerden alıp sonraki bölümde birkaç adım geriye giden dönüşlere sahip hikaye-roman kurgusu tipine ilk lisede, Kumral Ada'da rastlamıştım. Çok şaşırmış, çok orijinal bulmuş ve etkilenmiştim. Bu güne değin de sonrasında yerli-yabancı pek çok kitapta-dizide-filmde rastladım ancak hiçbirinde bu bağlantısızlığı ve bir adım gerideki unutmayı yaşamadım! Ya çok uzun tutulmuş aradaki bölümler (ki dönüp dönüp bakmak durumunda kaldım) ya da dönüş yapıp yeniden okusam da aslında arada çok uzun bir 'atlama' yapılmış olduğunu görüp iki yakayı bir türlü bağlayamadım :(
Sonuçta olan benim Ahmet Altan okuma heyecanıma, şevkime oldu, işte ona da çok üzüldüm, hayıflandım :(