Kimsesiz / Juan José Saer..

- @bewaterbookcafe X @fundasakaoglu bibliyoterapi atölyesi Kasım 2025 kitabı.
- Kendi adımı okuması oldukça zor bir kitaptı ancak toplantıda öğrendim ki sebebi Lacan’ın bilinçaltı yaklaşımıyla yazılması + travmatik bir insanın anlattıkları olması imiş.
- Kolonyal edebiyatın alışılmış eserlerinden farklı bir yapıda olması bağlamında kahramanın yaşadığı varoluşsal bir sarsıntıyı bir şekli inanılmaz etkileyiciydi. Zaten özellikle bir noktadan sonra anlatılanın çok ötesinde bir anlamı olduğunu sonuna kadar hissettiriyor. Bu bağlamda toplantı ile birlikte çok daha başka bir bakış açısına kavuştu kendi adıma.
- Sürprizi kaçırmamak adına konusuna dair bir şey söylemek istemiyorum çünkü o noktaya geldiğinizde çok çarpıcı. Ve fakat tüm anlatının öğrendiğim üzere antropolojik bir açıdan aktarıldığını eklemeliyim.
- Kitabın kendi adıma en etkileyici bir diğer noktası prefrontal korteksi gelişmemiş bir medeniyetin yaşamımızın en temel unsurları açısından sahip oldukları çok farklı bakış açısının aslında yaşamı ve toplumu idare etme açısından aslında belki de ne kadar ileri olduğunu görmek oldu.
- Ayrıca toplantıda; o hep konuştuğumuz
•çok fazla özgürleştikçe hissedilebilen köksüzlük hissinin üzerinde durmak, •yaratıcılık açısından melez bir varoluşa sahip olma,•travma ritüelleşince bedensel yükün kolektife taşınması,•tanıklığın sağaltılması (duygu etkileşimi olmasın diye — hatırlayınız Journaling Atölyesi—)=> konularını irdelemek de bir o kadar etkileyiciydi.
Onları dehşete düşüren şey öbür dünyanın değil, bu dünyanın imkânsızlığıydı. Öbür dünya, bu dünyanın bir parçasıydı; ikisi bir ve aynı şeydi. Eğer bu dünya gerçek idiyse, diğeri de öyleydi. Bir şeyin gerçek olması, görünür ya da görünmez bütün diğer şeylerin gerçeklik edinmesi için yeterliydi.
Meraklısına: Ve sıra tabii ki toplantıda sevgili Funda hocanın anlattığı muhteşem notlardan bazı alıntılarda.
- Kolonyal edebiyatın alışılmış eserlerinden farklı.
- Varoluşsal bir sarsıntıyı konu alıyor.
- Bunun nedenlerini 4 madde üzerinden özetlemek mümkün:
1. Belleğin güvenilmezliği (travma ile bağlantılı)2. Tanıklığın travmatik doğası (travmayı tetikler)3. Gerçek mi zihinsel bir tortu mu?4. Zamanın doğrusal olmayışı
- Deneyimin aktarışı pornografik değil, antropolojik.
- Aradaki mesafe yani arada bir mesafe bırakılarak aktarım yapılması -> kahramana durumları sorgulatıyor (şiddet, pornografi ve diğer olayları)
- Prefrontal korteksi gelişmeyenler -> (burada anlatılan söz konusu o) ilkel cinsellik dna’sına çekiliyor.
- Kitap okuyucuda bir ‘yadırgatma etkisi’ yaratıyor.
- Ölüm bu medeniyetlerin kalbinde = merkeze konma nedeni: düzeni yeniden tesis ettiği için -> Kademeli olarak gündelik hayata ölümü katıyor ki yaşamın bir parçası olarak var onlar adına.
- Bu noktada kalbinde olması demek-> hayata yeniden katılma üzerine* olguyu yaşama geçirmelerini ifade ediyor.
- Böylece toplumun sürekliliği de sağlanıyor.
- Oysa ki modern toplumda ölüm -> hem ayrı bir şey olarak yer alıyor hem de teselli üzerine* kurulu bir olgu.
- Batı kültüründen farklı olarak bu toplumlarda öldürenin / avcının hikayesi anlatılır.
- Çünkü onun hikayesi bir tamamlanma öyküsüdür = yeni bir kimliğin kazanımı
- Ölüm onlar için = varoluşsal bir tutarlılık
- Lacan’ın bilinçaltı yaklaşımıyla yazıldığı için okumayı zorlaştırıyor bu durum kitabı.
+ Tabii bir de travmatik bir insanın anlattıkları nihayetinde metin.
- Varoluşsal felsefe açısından:
- özgürlük = köksüzlük -> ontolojik boşluk (yalnız ve köksüz hissediyorsun, ne kadar çok özgürleşirsen o kadar çok)
- Bu nedenle anlamsızlık hissini yenmeliyiz esas olarak.
- Yine varoluşsal felsefe açısından -> ölüm olmayınca içindeki özle temas edemiyoruz anlayışı var.
- Travma ritüelleşince -> bedensel yük kolektife taşınır.
- Kahraman = melez bir özne (zaten öyle Değilsek üretemiyoruz)
=> melez olması şu noktada::
-Avrupalı kimliği düşer-yerli de değil-kültürlerin saf olmadığı bir alanda var olur
- Kitap ->> yeni bir varoluş biçimi ortaya koyuyor ki -bunu post kolonya söylemde sevmez.
-tabii bu biçim bir asimilasyon da değil, yeni bir tür.
- Öyküde geçen tiyatro -> tanıklığın sağaltılması (Journaling gibi)
=> tanıklığı sağaltılmalıyız ki -> o duygu etkileşimi olmasın.


Comments
Post a Comment