İftardan Sonra tablosu..

[ENG in below]

Hamdiciğimin ilk kez görücüye çıkan tablosu İftardan Sonra (1886) ile karşınızdayım:

  • Tabii ressam tarafından isimlendirilmiş eserlerden biri değil. Bu ad, tabloyu çalışmak, yorumlamak için ihtiyaçtan doğmuş ve zaman içinde kabul görmüş. 
  • Şu an kendisi; Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nde (RHM Beyoğlu) arz-ı endam ediyor, ilk kez halkın ziyaretine açık bir mekânda.
  • Zaten onun öncesinde de bankanın Genel Merkezi Galerisi’ndeki Resim Koleksiyonu’ndaydı. 
  • Onun da öncesinde Kemal Erhan Koleksiyonu’ndaymış.
  • Hamdi’nin eserlerinde harem*, açık değil de ima edilen bir tema. Kullanımı da nispeten kısıtlı bir dönem içinde sınırlı kalmış. 
  • Bu konuyu işleyen, bilinen ilk tuval 1879 tarihli, sonuncusu ise işte 1886’lı İftardan Sonra. 
  • Vurgulanması gereken; OHB’in haremi kendi kültürel bağlamına uyarlaması.
  • Zira Batıda haremin işlenmesi cinsellik, erotizm, çıplak vücut ve şehvet hissi üzerine kurulu. Dolayısıyla Doğunun bir gerçeğinden çok Batının bir hayali, bir fantezisi.
  • Ve OHB bu anlamda Batılı meslektaşlarından özde çok farklı bir şey yapmış değil; 
  • değişen sadece, bu fantezinin sınırlarının nerede çizildiği+ahlaki&ideolojik bağlamın belirleyiciliği.
  • Çünkü nadir yazılarında harem, kölelik, odalıklar, cariyeler vb.’ni sert bir dille eleştirdiği açık.
  • Öyle ki tabloda kadın kahve sunuyor ancak OHB’in her tablosunda olduğu gibi toplumsal konumu ne olursa olsun saygın bir kişilik olarak resmedilmiş.
  • Ve yine ressamın bilinçli seçimi olarak; gün ışığı adeta bir spot ışığı gibi kadın figürünü ön plana çıkarıyor ve 
  • Edirne kâri işlemeli sedirde** oturup Topkapı lüleli çubuk**** tüttüren evin beyini gölgede bırakıyor. 
  • Yaşmaklı büyük ocak***** üstünü kaplayan lacivert turkuaz ve mercan renkli klasik İznik çinileri, Eminönü’ndeki Rüstempaşa camiinin çinilerinden ilham.
  • Yerde de, desenine bakılırsa bir 19. yy.  Kafkas halısı var. 
  • Arka planda ise bir hilye dikkat çeker.
  • Ki hilye, peygamberlerin fiziksel+ahlaki niteliklerini betimleyen kaligrafik bir yazı sanatı. Dini metin olarak değer taşır&dekoratif bir şekilde sunulur.
  • Tablodaki örnek, tahta üstüne kağıt yapıştırma tekniğiyle yapılmış ve ustalıklı fırça vuruşlarıyla yansıtılmış.

* Harem: İslam ve Osmanlı kültüründe bir ev veya sarayın kadınlara ve özel hayata ayrılmış olan mekânı.

** Edirne kâri işlemeli sedirler; Osmanlı dönemine özgü, özellikle Edirne’de yapılan ve detaylı el işçiliği ile süslenmiş sedirlerdir. Genellikle kaliteli ahşaptan üretilir ve el işi motiflerle bezenmiştirler ki, ‘kâri’ ifadesi, böyle süslemeleri belirtir.

**** Topkapı lüleli çubuk; Osmanlı dönemine ait bir tütün içme aracıdır. Çubuk, uzun bir boru; lüle ise tütünün konulduğu kısmıdır. Topkapı ifadesi, çubuğun Topkapı Sarayı veya Osmanlı elitleriyle ilişkili olduğunu gösterir.

***** Yaşmaklı büyük ocak; Osmanlı dönemine ait, süslemeli ve büyük bir ocak türüdür.

Meraklısına: Osman Hamdi’nin bu tür bir haremi tuvallerinde temsil etmeyeceği — hatta istese de edemeyeceği — aşikardır. 

Çıplaklık,

Osmanlı resim sanatında akademik etüdler ve nü çalışmaları dışında meşruiyet kazanmış bir olgu olmadığı gibi, yerli bir sanatçının bu denli hayal gücüne ve fanteziye dayalı bir yaklaşımı benimsemesi pek akla yakın değildi.

Ancak Osman Hamdi’nin eserlerinde kendisine sıklıkla atfedilen türden bir modernlik ve ilericilikle çelişen + zımnen bir harem ortamını çağrıştıran bir havanın varlığı sezilmekte. 

Bu tuvallerin harem temasıyla ilgilerini oluşturan asgari müşterek nokta ise hepsinde kadınların bir iç mekânda resmedilmiş olması. 

Fakat bu ortak zeminin ötesinde birkaç belirleyici 3 alt tipten bahsetmek mümkün:

1) Açık veya yarı açık harem referanslarının bulunduğu tuvaller:

İki Siyahi Çocuk Arasında; 

Kavuklu Genç (1879); 

Kahve Ocağı (1879); 

<*> İftardan Sonra (1886). 

Bir taraftan belirgin bir şekilde “tarih kokan” kıyafetler giymiş bir erkeğin varlığı, 

diğer taraftan ise bu erkeğe bir kadının hizmet etmesi — kahve sunması. 

Bütün bu tuvaller muğlak bir şekilde de olsa geçmişte kurgulanmış ve harem ile özdeşleşen türden ilişkilerin — kölelik, erkeklere hizmet… — hâkim olduğu sahnelerdir.

2) Birden fazla kadının varlığından dolayı harem hissi veren tablolar. 

3) Tek kadınlı “hafif” harem temasını işleyen tuvaller. 


Kaynakça:

– Edhem Elden; Osman Hamdi Bey Sözlüğü; 2010.

– ‘Osman Hamdi Bey imzalı “İftardan Sonra” tablosunun hikayesi No.144’ün Sakinleri’nde’; https://youtu.be/AGmrZPVEDUA?si=prQ1V4yPrgwMRFfI; 16.7.2024.


[in ENG]

“After Iftar” (1886) by Osman HamdiBey

  • Not a title given by the painter himself. This name emerged out of the need to study&interpret the painting&has been accepted over time.
  • It is currently on display at the Türkiye İş Bankası Painting&Sculpture Museum (RHM Beyoğlu), open to the public for the 1st time.
  • Prior to this, it was part of the bank’s General Headquarters Gallery Painting Collection.
  • Before that, it was in Kemal Erhan Collection.
  • In Hamdi’s works, the harem* is a theme that is implied rather than openly depicted. Its usage was limited to a relatively short period.
  • The earliest known painting on this subject is from 1879, w the latest being After Iftar from 1886.
  • Important to emphasize that OHB adapted the harem to his own cultural context.
  • In the West, the depiction of the harem is centered around sexuality, eroticism, nudity&sensuality. Thus, it represents more of a Western fantasy than an Eastern reality.
  • In this regard, OHB’s work isn’t fundamentally different from that of his Western counterparts; the only change is where the boundaries of this fantasy are drawn&the influence of moral&ideological contexts.
  • Indeed, his rare writings openly criticize the harem, slavery, concubines in a harsh manner.
  • In the painting, a woman is serving coffee, but as in every painting by OHB, she is depicted as a dignified figure regardless of her social status.
  • Also, as a deliberate choice by the painter, daylight highlights the female figure almost like a spotlight&
  • The head of the household, who is smoking a Topkapı pipe**** while sitting on an Edirne kâri inlaid sofa**, is left in the shadows.
  • The large stove***** covered w blue turquoise&coral-colored classic İznik tiles is inspired by the tiles of the Rüstempaşa Mosque in Eminönü.
  • On the floor, there appears to be a 19th-century Caucasian rug, based on its pattern.
  • In the background, a hilye is noticeable.
  • Hilye is a calligraphic art form that describes the physical&moral qualities of prophets. It is valued as a religious text&presented decoratively.
  • The example in the painting is done using a technique of paper paste on wood&reflected through skilled brushwork.


* Harem: In Islamic and Ottoman culture, a harem refers to the space in a house or palace dedicated to women and private life.

** Edirne kâri inlaid sofas: These are sofas unique to the Ottoman period, particularly made in Edirne, decorated with detailed craftsmanship. They are typically made from high-quality wood and adorned with hand-crafted motifs, with the term ‘kâri’ referring to such decorations.

**** Topkapı pipe with a mouthpiece: This is a tobacco smoking device from the Ottoman period. The pipe refers to the long tube, while the mouthpiece is the part where the tobacco is placed. The term Topkapı indicates a connection with Topkapı Palace or the Ottoman elite.

***** Yaşmaklı büyük ocak: This is a type of large, ornate stove from the Ottoman period.


For the Curious: It is evident that Osman Hamdi would not — even if he wanted to — depict such a harem on his canvases. 

Nudity, 

aside from academic studies and nude figure works in Ottoman art, did not gain legitimacy, and it was hardly conceivable for a local artist to adopt an approach so reliant on imagination and fantasy.

However, there is a sense of an atmosphere in Osman Hamdi’s works that implicitly evokes a harem setting, which seems to contradict the modernity and progressiveness often attributed to him. 

The minimum commonality between these canvases, related to the harem theme, is that all of them depict women in an interior space.

But beyond this common ground, it is possible to identify three distinct subtypes:

1) Canvases with clear or semi-clear harem references:

   – *İki Siyahi Çocuk Arasında*

   – *Kavuklu Genç* (1879)

   – *Kahve Ocağı* (1879)

   – *İftardan Sonra* (1886)

On the one hand, there is the presence of a man dressed in distinctly “historical” clothing, and on the other, a woman serving him — offering coffee. 

All these canvases, however ambiguously, are set in the past and depict scenes dominated by relationships typically associated with the harem — slavery, serving men…

2) Paintings that give a sense of a harem due to the presence of multiple women.

3) Canvases that depict a “light” harem theme with a single woman.


Sources:

– Edhem Elden; Osman Hamdi Bey Sözlüğü; 2010.

– ‘Osman Hamdi Bey imzalı “İftardan Sonra” tablosunun hikayesi No.144’ün Sakinleri’nde’; https://youtu.be/AGmrZPVEDUA?si=prQ1V4yPrgwMRFfI; 16.7.2024.

Comments