The Post..

Evet efendimmm bir bu yılın Oscarlar’ında en iyi filme aday yapımını daha bitirmiş bulunmaktayım. Sanırım pek çok izleyenin ‘kesin bu alır’ demesine rağmen ben kendi Oscar’ımı The Post’a vermiyorum. Vermiyorum efendim :) Şaka şaka, evet verilebilecek kalitede iyi bir film. Sonuçta Spielberg amca çekmiş, boru değil :), ee deneyimli de, tüm anahtar verileri değerlendirmiş. Ancak yine de ben de her ne kadar ‘aman yarabbi sene kaçta oralarda neler olmuş, biz hâlen neler yaşıyoruz, ölmüşüz ağlayanımız yok (aslında var da neeeyse)’ nidaları attığım anlar olsa da; akabinde hemen, onlarda da aslında neler neler olduğu, bazı kahramanlık, halkım gücü, özgürlük vd. denilen mevzuların arka planında hep o diğer tarafta yer alanların karşıtlarını yok etme çabasını parmağı da olabildiği ‘komplo teorileri’ gelmedi değil. Dolayısıyla da bir noktada bende gerçekliğini yitirdi! Onu da söyleyim.
Diğer yandan da kurgusal anlamda, naçizane fikrim uyarınca, son bölümün acayip hızlandırılmış geçtiği hissi hasıl oldu. Hani sanki Steven amca yaylana yaylana çekerken birden ‘aman diyip Akademi üyeleri öyle uzun filmlere gelemez, bak 1.5 saat dolmuş bile, hemen ben bu sonuç bölümünü atlaya atlaya yarım saatte anlatıverem’ demiş gibi geldi :) tabiri caizse. Tamam mahkeme sahneleri sıkıcı olabilirdi (hoş tabii ne sahneler seyrettik biz ama neeeysee), tamam gerçekte de 1 hafta ve 1 hafta şeklinde (en azından ben öyle anladım) gerçekleşmiş süreç ancak bu kadar mı hızlı geçilir be gülüm (evet Ersan Gülüm esprisini yine yapıcam :) ), bari ilk savunma metinlerini azıcık izleseydik dememdim değil. Ama yok, Steven amcacık böyle caiz görmüş, elden bir şey gelmez.
Sizin anlayacağınız kendileri de bu dönem malum mevzulardan pek çektikleri için (mi acaba!? :/ ), muhaliflik adına Oscar’ı alabilecek bir film. İzleyin. Sonuçta Tom amca ve Merly yenge tabii ki çok iyi oynamış. Ancak dediğim gibi, benim adayım değil. (Evet, hayır daha tam adayımı bulamadım :) ) 

Comments