John Wick 2..

Hani şu klişeleşmiş gaz verme cümlesi vardır ya ‘taktik maktik yok! bam bam bam!’. Ahan da John Wick abi ve özellikle de bu ikinci film, tam öyle olmuş :) Resmen adam düşünmeden patır kütür, çatır çutur girişiyor ve bana mısın demiyor. İlk film için dediğim postmodern Cüneyt Arkın ifadesi artık baya bayağı aşılmış, Cüneyt abi vız gelir tırıs gider John abinin yanında, yani siz düşünün, öyle böyle değil. Ha biz izleyiciye gelince, hatta erkek kitle olmasak da, ne mi yapıyoruz, resmen salak gibi öööle ağzı açık seyrediyoruz :) Şaka gibi resmen.
Hoş ben vurduyu kırdığı, ‘ölmemezliği’ ya da daha doğru ifadeyle ‘öldürülememezliği’ geçtim, olaylar vuku bulurken ki arkada akıp giden dünyaya, o dünyanın şartlarına kalakaldım. Öyle ki, mesela ilk filme dair post’umda şöyle bi ifade kullanmışım:
“Bir de; hiç bilinmeyen ama orada bir yerlerde var olan hatta benim kendi çapımda asla düşünmediğim düşünemeyeceğim, öyle bir dünya olabileceğini tahayyül dahi edemeyeceğim bir alemin varlığı da söz konusu.”
Ancak bu filmde, o olay fersah fersah açılıyor ve öyle detaylar arz-ı endam ediyor ki; ‘bunlar adamsa, bunların ki dünya ise, bunların yaşamı yaşamsa, hele ki bunların kullandıkları para, para ise anacım bizimkiler ne?!” Ben şahsen şoklara girip girip çıktım. O kurulu düzen, işleyişi, dünyanın dört bir yanına kurulmuş ağı, hele ki o takibi önleme adına geleneksel yöntemlere geçişi beni şoke etti. Bu bağlamda, o katman katman gözler önüne serilen devranda tam ki ‘anam biz resmen, harbiden Matrix’te miyiz? Yoksam harbi Matrix’te mi yaşıyoruz?’ diye düşünmeye başladım ki, ama resmen şaka gibi tam bunu düşündüğüm salise de Morphius amca ekranda belirmez mi!! Ben şok şok şok. :) Ve öyle bi yerden olaya dahil oluyor, kendi ağını deşifre ediyor ki; tamam dedim harbiden biz de bambaşka bir Matrix’teyiz ve resmen piyon gibi ortada dolanıyoruz. Öyle devlet yapılarıymış, yok pasaport alıp ülke gezme zorunluluklarıymış, paraymış, para kazanmakmış, kendimizi güvenceye almak korumakmış, hukukmuş, sistemmiş, adaletmiş hepsi meğer bambaşkaymış. Biz salak salak yaşıyormuşuz noktasında kanaat getirdim. Zira düşününce hiç fantastik değil, bayağı bayağı olabilecek şeyler.
Bunun dışında film öyle bir film ki, aynı ilkindeki gibi öyle ortadan bir çatal almak gibi resmen olaya dalınıyor, ne baş, ne son, ne sebep, ne sonuç hiiiiç bir şey taklanmadan hikaye anlatılıp sofra toplanıyor :) Olay böyle vuku bulunca da size ucu açık mı açık bir film serisi çıkıveriyor. Hani bir gün John Wick 23 diye bi filmin yorumunu yazarsam hiç şaşırmam. O kadar ucu ve de başı ve de yukarısı ve de aşağısı açık bir mefhum söz konusu varın siz düşünün!
Bir de yazmam gerekiyor ki amca nedir o öyle; İtalyanca, Rusça ve hatta işaret dili hak getire; mimari-görsel zeka hak getire; kumaş-giysi-stil bilgisi hak getire!!! Her bir şeyleri en mükemmelinden, kusursuzundan biliyor. Sonra kumaş diyince o nasıl bir kumaş! Bence kesin gerçek. Yüzde bi milyon bulmuşlardır ama biz zavallı muggle’lara demiyorlardır.
Ay yok ben daha fazla detay anlatamıcam, o dünya beynimi yaktı resmen :) hadi bakın da görün nasıl bir matrix’te yaşıyoruz :/
Meraklısına: İlk filmin postu için tık tık ya da bam bam mı demeliyim :)

Comments