Tabii ki seriye başlamış biri olarak elim mahkum bir şekilde bu kitabı okumak zorundaydım!
Grey’den sonra, Fifty Shades serisinin Mr. Grey’in gözüyle yazılmış 2. kitabı olan Darker, ne yazık ki biraz baymıştı. Her ne kadar yine eğlenceli sayfalar olsa ve güldürse de bazı yerlerde feci şekilde bayağı bir yapay geldi. Yani kendi ağzındanmış gibi denenler olsa da Mr. Grey gerçek olamayacak kadar muhteşem bir tip olarak önümde arz-ı endam etti :/ Ee ister istemez de insanı bunalımlara gark ediyor :) Yani sonuçta biz de insanız ve Türkiye’deyiz be gülüm. Vurmayın idealleri böyle gözümüze gözümüze :) Hatta öyle bir nokta geldi ki ‘anam dedim yoksam Ana derken, Leila’mıyım ben!’ :-)
Bir de şöyle bir yorum duydum; bir öyküyü bir de erkeğin tarafından okumak çok değişik ve iyi olmuştur aslında diye. Her ne kadar aynı kadın yazar tarafından, dişi kafayla yazıldığını söylesem de cevaben, sonuçta yazarın gözlem-deneyim ve araştırmasını da katarak eril kafayı olabildiğince vermeye çalıştığını da söylemek gerek sanırım. Haksızlık etmemek adına. Ee tabii yine bu noktada Grey’in idealize karakteri geliyor ki akla, yine afaganlar basıyor. Nerde kardeşim bunlar niirdeee?
Neyse sapmayım daha fazla :), galiba ben esas üçlü seriyi okurken de
2. kitapta daha çok sıkılmıştım. Belki de ondandır bunda da aynı hislere gark etmem. Dilerseniz tüm kitaplara ve filmlere dair yazılarımı da
blog’da bulabilirsiniz, bu arada ;)
Meraklısına 1: Serinin tüm kitaplarına dair postlarım için ise tam buraya tık tık..
Meraklısına 1: Serinin ilk filmine dair postum için buraya tık tık ve ikinci filmi için de buraya tık tık..
Comments
Post a Comment