Coco..

Şimdi efeenim şunu bi açıklığa kavuşturalım; bir film, animasyon ise o illa çocuklar içindir veya çocuk filmidir düşüncesi, yanlıştır. En azından benim için. Çünkü mesela son dönemde izlediğim ve hatta beğendiğim birçok animasyonu yeğenlerime tavsiye etmedim. Bilmiyorum belki hatalıyımdır ancak sanki kafalarını karıştırır, gereksizce bazı detaylar onları ürkütür ve hayat yeterince yeniyken hiç düşünmedikleri konularda iyice sistemleri çöker diye pas geçtim. Nitekim geçen seneki Kubo gibi Coco’yu da yeğenlerime hiiiiç söylememeyi düşünüyorum. Kendileri izlerse izler, yapabileceğim bir şey yok.
Bu bağlamda Coco’da da iskelet konseptinin, ölüm-yaşam ayrımının, aslında hayalinin peşinden koşmanın bir taraftan iyi görünürken sonra bambaşka bir dehşetle teğet geçirilmesi, aynı minvalde işlenmesinin vb. diğer detayların çocukları ürkütebileceğini, kafalarını karıştırabilecekleri düşünüyorum. Çünkü özellikle o ‘işlenme’ noktasında, olayın şiddet unsurunun sebebi aktarılırken verilmek istenen alınmazsa, yanlış anlaşılırsa diye endişelerim var. Evet çok detay düşünüyorum ama ne yapayım ben böyleyim. Bu tip düşünüp konuşunca da hep aklıma Carniage filmi geliyor. Oradaki tiplere çok benzetmiştim kendimi. İzlemediyseniz mutlaka izleyin, dehşet iyi bir filmdi. Arada kaynayıp hak ettiği değeri göremediğini düşünürüm hep.
Yine Coco’ya dönecek olursam; başta dediğim gibi Kubo filmi bağlamında da onunla çok fazla benzediğini düşünüyorum. Hem müzik aşkı, hem öteki dünya teması çok mu çok benzerdi. Ve tabii 3 sene öncenin The Book of Life adlı animasyon filmine i-na-nıl-maz benziyor. Hele ona öyle böyle değil, Coco ile resmen 1-2 noktada ayrışıyor, o kadar. Pes yani.
Bunlar dışında tabii inanılmaz güzel yaratıcılık örneklerini görmüyor değiliz. Konuları çok güzel bağlamışlar ve çok duygulu mesajlar vermişler. Şarkılar, selfie esprisi, yüz tarama fotoğraf eşleşmesi gibi sürprizler çok keyifliydi. Tabii bir Meksika öyküsü izleyip maaile İngilizce konuşulması fazlasıyla irite etmedi değil. Ama onlar da haklı, korkarım durum o noktada. Kaynaşma da bir yere kadar korkarım. Eriyip gidiyor bazı özler sonuçta :/
Sonra çocuk karakteri inanılmaz sevdim ve beğendim. Sesiyle, tipiyle tam yanakları sıkıştırmalık bişi olmuş vallahi. Cutie pieee (demezsem olmaz :) ) Bu arada;
“Onlar sadece eski fotoğraflar değil, ailemiz de. Kendilerini hatırlamamamız için bize güveniyorlar.”
cümlesinde koptuğumu ve o geceki hâlimin de etkisiyle deli gibi ağladığımı; anneanne Coco’nun yaşlıyken ki tipine bayıldığı da son kertede eklemek istiyorum. Sonuç itibariyle, hazır en iyi animasyon film Oscar’ını da kazanmışken izleyin derim. Finale doğru mesajları sağlı sollu bir güzel indiriyor suratımıza, nitekim. Çocuklarınız ve yeğenleriniz konusundaki kararınızı da siz izledikten sonra verin derim ;)

Comments