Love & Friendship..
Neredeyse altı aydır izlemeyi çok istediğim ve sonunda başarabildiğim :) bir film olan Love & Friendship ne yazık ki öyle çok beklentime karşılayamadı. Film, konu anlamında tatmin etmedi ancak kabarık etekler, büyük afizeler, kurdelalar, tüller anlamında kısacası ışıltı ve renk olarak ise evet doyurdu diyebilirim :)
Klasik bir Jane Austen filmi olarak fazla dolambaçlandırıldığını düşünüyorum. Yani o kişilerin birbiriyle bağlantısı, kolayca anlaşılsın diye yapılan yazılı açıklamaları ile tam tersi şekilde kafamı fazlasıyla karıştırdı ve bende onları çözmem zorunluluğu yarattı. Filmden keyif alacakken bulmaca gibi, önce kim kimin nesi oluyo muhabbetini çözmekle uğraştırdı.
Neyse efendim, her zaman dediğim gibi, dönem filmi seviyorsanız, kabarık etekler dönemi hastasıydanız izleyin ancak pek bir şey de beklemeyin derim ;)
Klasik bir Jane Austen filmi olarak fazla dolambaçlandırıldığını düşünüyorum. Yani o kişilerin birbiriyle bağlantısı, kolayca anlaşılsın diye yapılan yazılı açıklamaları ile tam tersi şekilde kafamı fazlasıyla karıştırdı ve bende onları çözmem zorunluluğu yarattı. Filmden keyif alacakken bulmaca gibi, önce kim kimin nesi oluyo muhabbetini çözmekle uğraştırdı.
Neyse efendim, her zaman dediğim gibi, dönem filmi seviyorsanız, kabarık etekler dönemi hastasıydanız izleyin ancak pek bir şey de beklemeyin derim ;)
Bu arada büyük bir dipnot girerek bahsetmek istediğim bir detay var. O da filmde karşılaştığımda beni gördüğüme çok sevindiren Baumgarten alıntısı! Öyle ki kendileri, yüksek lisans tezimin baş aktörü idi. Hayatımın önemli bir zaman zarfı süresince onla, onun sözleri ile geçti. O yüzden de onu ve esas argümanını, estetik içeren bir filmde görmek çok ama çok keyif verdi. Ben de bu vesileyle onu ve tezimi (kısa adı 'Estetik Pazarlama' olan) anmak, az da olsa kısa bir not iliştirmek istedim, yeri gelmişken bu paylaşımıma.
Öncelikle tam adıyla Alexander Gottlieb Baumgarten (1714 - 1762), Halle ve An Der Oder Üniversite’lerinde profesör olarak görev yapmış Alman filozoftur. İnsan doğasında içkin bir kavram olan estetik, günümüzdeki anlamıyla ilk kez onun tarafından 1750 yılında kullanılmıştır. İnsanın mantıksal akıldan farklı bir yetisini temel alan Yunanca aisthetikos sıfatından türeterek 'Aesthetica' ismini verdiği eseri ile Baumgarten, estetiğin bir bilim dalı olarak kabul edilmesini sağlamış ve söz konusu bilimin sınırlarını çizmiştir.
Aesthetica, estetiğin bir bilim dalı olarak ilk kez tescillendiği eser olmakla birlikte, yazar estetik sözcüğünü bir bilim dalını niteler şekilde ilk kez 1753 tarihli 'Kalıcı Şiir Üzerine Bazı Felsefi Düşünceler (Meditationes Philosophicae de Nonnvillis ad Poema Pertinentibus)' isimli doktora tezinde kullanmıştır. Anlam içeriklerinin duyusal bir biçimde iletildiği somut bilgi alanını belirtmek için estetik sözcüğüne başvurduğu söz konusu eserinde Baumgarten, güzelliğe ilişkin yargılarda duyuların belirleyici rol oynadığını söyleyerek estetik isimli bir bilimin varlığının mümkün olduğundan söz etmektedir. Bu bağlamda Baumgarten’ın, Aesthetica ile estetik biliminin kuramsal temellerini attığını söylemek mümkündür.
Bu noktada da filmde genç bir papaz, Frederica'ya Baumgarten'ın ismini de iliştirerek estetiğe dair şöyle küçük bir anektod paylaşmaktadır:
As Frederica speaks there to the young curate, Thomas Edward Braddock, he makes some interesting remarks to her, both in the film and in the book, that she finds comforting:
"The superb Baumgarten has outlined the aesthetic trinity as ‘Truth,’ ‘Beauty,’ and ‘Good.’ ‘Truth’ is the perfect perceived by reason; ‘Beauty’ by the senses; and the ‘Good’ by moral will."