Masumiyet Müzesi / Orhan Pamuk...


Aşağıda konusuna değinmeden önce ifa etmem gerekir ki kesinlikle çok iyi bir kitaptı... çok farklı bir kurguya, kesinlikle çok emek harcanmış ayrıntıya sahipti.. kesinlikle ne kadar dikkatli okunursa okunsun hiçbir okurun böylesi emek ürünün her bir ayrıntının hakkını veremeyecek olduğunu görmek ise üzücü..
Evet bazı bölümlerde modum düştü, hızım kesildi ancak genel olarak deli sürükleyiciydi ve mümkün olsa bir gecede bitirme arzusu duydum..
İlk Orhan Pamuk kitabımdı ve açıkça söyleyebilirim ki beğendim :)
kitabın benim için bir diğer değeri ise bir esere dair sahip olduğum ilk 1. Baskı ürünü olmaı... hem de piyasaya çıktığı ilk gün, direk yayınevinin kendisinden yollanmış olarak... :)
* öncelikle belirteyim; eğer okumadıysanız sakın bundan sonrasını kale almayın, zira tüm sürprizi kaçırtabilirim :/
evet efendim, sözlerime ilk olarak; kesinlikle ve katiyen Kemal gibi tipleri affetmediğimi, onu gibilerinin toplanıp köy meydanında yakılması gerektiğini belirteyim.. bundan öncesi, en belirgin olarak aşk-ı memnu örneğinde behlül adı altında görmüştük.
Asla ve katiyen affetmiyorum. Füsun affetse ben affetmem.. evet, kitabın son cümlesini gördüğümde deli gibi ağlamaya başladım; evet ondan öncesinde de her kemal.in ne kadar sefil bir durumda olduğunu, acılar içinde kıvrandığı anlatan cümlelerde çok fena oldum ve onun için üzüldüm ama tüm olanların sorumlusu, her defasında o idi ve yine her defasında yapabileceği bir çok şey var iken yapmadı, söyleyebileceği tonla farklı cümle var iken hiçbirini sarf etmedi..
Füsun’un hayatını, aşkını, kendi hayatını, aşkını ve hepsinden öte tekil anlamda böylesi bir aşkı, sevdayı boşu boşuna harcadı, yaşanmamış bıraktı, heba etti... o ve tüm onun gibilerin yaptığı –yapmadığı / yapamadığı gibi-...
Bile bile....

Comments